Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi “kapatılan Refah Partisi yönetiminin itirazını” reddedince… Ve Türkiye’nin haklılğına karar verince…
Anayasa Mahkemesi üyesi Yalçın Acargün’e sorduk:
Ne Diyorsunuz?
Acargün’ün yanıtı:
– Yaptığımız işin yani Refah Partisi hakkında verdiğimiz kapatma kararının doğruluğundan hiç şüphemiz yoktu. Demokratik hukuk devleti savunmasız kalamaz. Her demokratik ülke, kendi savunma mekanizmalarını kurmak ve geliştirmek zorundadır.
Yalçın Acargün, Anayasa Mahkemesi’nin en kıdemli üyelerinden.
İşte dün söyledikleri:
– Biz verdiğimiz karardan emindik. İnanarak o kararı almıştık. Avrupa Mahkemesi bizim için bir test makamı değil. Ama işte sonuç. AİHM de bizim kararımızı yerinde buldu. Kararımızdan şüphe duyanlar şimdi sussunlar. Ve geçmişten ders alsınlar. Özgürlükleri yok etmek için yola çıkanın önünde engel vardır. Hukuk engeli.
Acargün ile yaptığımız sohbetin anahtar cümlesi şu:
– Geçmişten ders alınmalı.
Dileriz herkes bu dersi alır.
Kapatılan Refah’ın pekçok mensubu dün AİHM’i eleştirdiler:
Çifte standartlı mahkeme.
Eleştiriler bir tür “seçmene selam.”
“inandırıcılıktan samimiyetten” uzak.
Zira
Anayasa Mahkemesi, Refah davasını görüşürken…
Pek çok Refah’lı, Anayasa Mahkemesi için “Yüce Mahkeme” diyordu.
Ama “kapatma kararı” çıkınca
Yüce Mahkeme bir anda “cüce mahkeme” oluverdi.
Aynı Refah’lılar “düne kadar” AİHM’e övgü düzerken…
Dün “karar aleyhlerine çıkınca” eleştiri bombardımanı başlattılar.
İşte asıl “çifte standart”
Yine Anayasa Mahkemesi üyesi Yalçın Acargün’ün söylemine dönelim:
– Demokrasi, kendi savunma mekanizmalarını kurar.
Bu “evrensel bir kural.”
“Son örneği” Almanya’da yaşanıyor.
Almanya’da bazı aşırı sağcılar “Alman Milliyetçi Partisi”ni kurdular (NPD)
Alman İçişleri Bakanı’nın eski arkadaşı olan, eski bir solcu da bu partinin ideologu oldu.
Ve bir süre önce.
Alman parlamentosu, iktidarıyla, muhalefetiyle “Anayasa Mahkemesi’ne” başvurdu.
Bu parti kapatılmalıdır.
Alman Anayasa Mahkemesi kapatma davasını görüşüyor.
Diyeceğimiz o ki.
Demokrasinin savunma mekanizması “Türkiye’de de var”
Almanya’da da…
Eğer yaşananlardan yeterince ders alınırsa.
AİHM kararı, Hoca’nın deyimiyle “hayırlara vesile olur.”
Ders alınmazsa.
“Eski hatalar” tekrarlanır.
“Eski faturalar” bir kez daha ödenir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile, bir gerçeğin, bir kez daha altı çizildi.
– Demokrasi kimse için bir araç değildir. Amaçtır. Ve bir yaşam biçimidir.
Demokrasi kültürünün oturması, bu gerçeğin herkes tarafından kabulü ile “doğru orantılı.”
Ağustos 2001- Sabah Gazetesi