Halkın derdini dinleyen Fahri Atabey’den Beyoğlu’nda seyyar satıcılık yapmak için müsaade isteyen Sülün Osman 20 liraya razı olup gitti.
Beni de satar mısın? Dün İstanbul Belediye Başkanı Fahri Atabey, makamında ilk defa halk ile karşı karşıya kalınca, onların çeşitli dertlerini dinledi, isteklerine cevap verdi ve tam bu sırada karşısında ünlü Sülün Osman’ı görünce, yüzünde gülücükler belirdi. Yanında bulunan Reis muavinlerinden Sedat Erkoğlu ile Ahmet Sönmez ve Dr. Lütfü Oğultürk’e göz kırptı, Sülün Osman’a sordu;
“Beni de satar mısın?”
Sonra onun cevabını beklemeden devam etti:
“Sen, Galata Köprüsünü, eminönündeki saatı satmışsın, sakın şimdi de burasını satmaya kalkma, altından kalkamazsın, zira borç gırtlağa kadar!”
Reis muavini Ahmet Sönmez tamamladı;
“Tramvayları da satmıştı!”
Fahri Atabey güldü:
“Nerede o günler, elimizdeki tramvayları alan çıkmadı da onları personele lojman yaptık”
Sonra sualini tekrarladı:
“Beni kaça satarsın”
Sülün Osman filozofça cevap verdi:
“Sizin kilonuz ağır gelir, büyük para edersiniz. Baş olarak satmaya kalksam koca İstanbul sizin diyetinizi veremez.”
Ve derdini anlattı sonra Sülün Osman:
“Beyoğlu’nda seyyar satıcılık yapacağım.”
Başkan iki elini havaya kaldırdı:
“Yoo” dedi. “Ben seyyarları ana caddelerden kaldırmak isterken, bir de karşıma sen çıkma, seyyarları ana caddeden temizleyeceğim.”
“Ana Cadde değil efendim, Beyoğlu’nda çıkmaz sokak. Mis sokak.
Başkan güldü ve parmağını gözüne koyup çekti:
“Bana da mı yutturmaya çalışıyorsun, Mis Sokak çıkmaz mı?”
Sonra elini portföyüne attı, iki tane 10’ar liralık çıkarıp, Sülün’e verdi. Bize de döndü ve;
“İşsizlerden illahlah. Bugün para verdiğimin sayısı 4’e çıktı. Belediyede iş yok, halbuki şimdiye kadar gelen 230 kişi içinden 87’si de benden iş istiyor. Sonra yaşı 60’a gelmiş, buna ben ne işi veririm. Başbakanlığın da tamimleri var, tavsiye ile gelenlere iş verilmeyecek.
Temmuz 1968 – Tercüman Gazetesi Arşivi