ANAP Grubunda “siyasetin eski çirkin şeklini almaya başlamasından milletin endişe duyduğunu söyleyen Başbakan Turgut Özal’ın “Küçük Turgut” sözleri SHP’lileri kızdırdı.
Turgut Özal: İnönü bizim Ahmet’le uğraşıyor. Ahmet biraz ağır gelir. Daha ufağı var. Küçük Turgut var. Onunla uğraşsın.
Erdal İnönü: Ben grupta konuştum. Başbakan grupta konuştu. Vatandaşlar bunları değerlendirecek.
Deniz Baykal: Bir başbakan böyle seviyesiz konuşma yapmamalı.
Cüneyt Canver: Küçük Turgut’la Semra Hanım uğraşsın. O daha iyi tanır”
Küçük Turgut dedesiyle adaş
Ahmet Özal’ın oğlu Turgut, Başbakan dedesiyle adaş. Henüz 5 yaşında ama çok yetenekli. Resim dersleri alıyor, bilgisayarları seviyor. Turgut ve kardeşi Merve, dedelerinin kucağında.
Küçük Turgut tartışması haberinin arka sayfadan devamı
Başbakan Turgut Özal, siyasetin eski çirkin şeklini almaya başlamasından milletin endişe duyduğunu, muhalefetin çamur atmaya başladığını belirterek “İnönü bizim Ahmet’le uğraşıyor. Ahmet biraz ağır gelir, daha ufağı var. Küçük Turgut var, onunla uğraşsın” dedi.
Başbakan Özal, partisinin TBMM grup toplantısında dün yaptığı konuşmada, yerel seçimlere katılacak adayları belirleme çalışmalarına ilişkin düşüncelerini anlattı.
Özal, 1989’un enflasyonla mücadelede dönüm noktası olacağını, muhalefetin elinde bir tek enflasyon kozu bulunduğunu, bunu da büyük ölçüde geçen referandumda harcadıklarını, bu nedenle şimdi çamur atmaya başladıklarını kaydetti. Özal, Tahtakale ve Kapalıçarşı’yı bilen bir dostunun kendisine bu çevrelerin düşüncelerini aktardığını, buna göre “epey sıkıntı çekiyoruz ama, sakın vazgeçmesin Başbakan, biz biraz daha dayanmaya razıyız” görüşünün Tahtakale ve Kapalıçarşı esnafında yaygın olduğunu iddia etti.
Başbakan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yakıştıramıyorum. İnönü, eski fizik profesörü. Bizim Ahmet’le uğraşıyor. Geçen gün biraz dalga geçeyim dedim. Ahmet biraz ağır gelir ondan sonra, daha ufağı var, küçük Turgut var, onunla uğraşsın bari. Ama onunla da bir iki sene sonra uğraşması zorlaşır, çünkü bilgisayarla oynuyor. 5 yaşında. Yani bu işler yanlış. İnsanın ailesiyle uğraşmak eski metotlardır. 1960 öncesinin metotlarıydı. Bunlarla uğraşmaması lazım. Ama ne yapalım, dağarcığında bir şey olmayınca, insanlar bu gibi yollara tenezzül ederler.”
Özal fikir mücadelesi gerektiğini belirttiği konuşmasında “Oysa her gün acaba sansasyonel bir şey bulabilir miyiz diye uğraşıyorlar” şeklinde görüş belirtti. Özal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bir düşünün, iktidara bunların geldiklerini. Maazallah, 5 parça, bölük içinde bölücüler var, huzursuzluk bir tarafa, mahalli idareleri bu bölücülerin elde ettiğini bir düşünün. Gene bu belediyelerin bir takım terör ortamlarına destek sağladığı halleri bir bir hatırlayınız. Onları düşündüğünüz zaman Türkiye ne olur? Onun için bunlara kimse güvenmez efendim. Bir kişiyi atmış atmamış. Adam korkmadan orada Avrupa Parlamentosunda bizi rahatlıkla şikayet etti. O cesareti gösterebildi. İktidara gelirse bunlar ne yapar?”
“Bazı basınımızın ne kadar gizleme gayretine rağmen, içlerinde bölücülerin bulunması millette bunlara karşı güvensizlik ortamı yaratıyor. Ve gene bizim yaptığımız incelemelerde olmaması icap ederken, DSP’nin oylarının yükseldiğini müşahede ediyoruz. İkinci bir şey daha gördük bu çalışmalarda. Doğru Yol Partisi eriyor. Kesin size söylüyorum. Kim ne derse desin, DYP’nin yaptığımız araştırmada eridiğini müşahede ettik. Zaten çıkması mümkün değil. Yani boş yere bir gayrettir. Bütün gayretleri de sola biraz daha destek vermektir. Yani şu anda yaptıkları gayret, alabilecekleri bir rey varsa, bu rey de solun hanesine yazılmış bir reydir. Bunu da açıkça söyleyeyim. Herkes iyi bilsin. Yoksa kendilerine hiçbir şey gelmez. Türkiye şehirleşen bir ülke. Şehirlerin nüfusu yüzde 60. Hatta 65. Önümüzdeki 1990 sonunda yüzde 70-80 ve siz şehirlerde yoksunuz kardeşim. Kırsal bölgede biraz varsınız. Ama unutmayın, 2000’e doğru gelirken, şehirler yüzde 90’a gelecek. Kır yüzde 10-15 civarında. Basın da kamuoyu yoklaması yapsa görür ama nedense orada da gizleme gayretleri var. İlle ANAP’a alternatif çıkarma gayretleri var. “
Özal, bölücülere milletin itibar etmediğini belirtirken de kendilerinin “orta yolcu” bir parti olduğunu kaydetti.
“Küçük Turgut” sözlerine tepkiler
Başbakan Turgut Özal’ın, partisinin TBMM grup toplantısında SHP lideri Erdal İnönü’yü hedef alarak sarf ettiği “Bizim Ahmet’le çok uğraşmasın, küçük Turgut’la uğraşsın” sözleri SHP’lileri kızdırdı. Erdal İnönü, “Yorum yapmam yanlış olur” derken Genel Sekreter Deniz Baykal da sözleri “seviyesiz” olarak nitelendirdi.
SHP lideri İnönü, kendisini hedef alan Başbakan Özal’ın sözleri için, “Ben, grupta konuştum. Başbakan grupta konuştu. Vatandaşlar bunları değerlendirecek. Şimdi Başbakan şunu söyledi diye benim bir şey söylemem yanlış olur” dedi. İnönü’nün bu açıklamayı yaparken sinirli olduğu gözlendi.
Özal’ın sözleri ile ilgili olarak tek cümle ile görüşünü açıklayan Genel Sekreter Deniz Baykal da “Bir başbakan böyle seviyesiz konuşma yapmamalı” dedi. Ankara milletvekili Arif Sağ, İnönü’ye yöneltilen sözler için Başbakan’a “Ağzından pislik akıyor” dedi. Adana Milletvekili Cüneyt Canver de “Küçük Turgut’la Semra hanım uğraşsın, o daha iyi tanır” dedi.
Şubat 1989