Bu ideolojiye karşı yeniden başlayan hücumlar Türkçülüğün, bütün baskılara rağmen Orta Asya’da hala yaşadığına delil addediliyor.
Sovyet Komünist Partisinden Yusupov, Özbekistan hükümeti aleyhine Moskova’da verdiği demeçte, bilhassa bazı tarihçi ve yazarlara hücum etmiş, onları Sovyet veyahut Sovyet olmayan bütün Müslümanların müşterek bir Türk kültürü ruhuna malik oldukları fikrini desteklemekle suçlandırmıştır. Yusupov şunları söylemiştir:
“Bu şahıslar Özbek halkının tarihi mazisini ve milli bir Özbekistan kültürünün mevcudiyetini inkar etmekte ve aksine olarak Özbek kültürünün Rusya’nın dışındaki memleketlerden geldiğini iddia etmektedirler. Kökten mahrum bu kosmopolitler, Leninizm – Marksizm’e son derece düşman olan Türkçülük ideolojisini benimsediklerini anlamıyorlar veyahut anlamak istemiyorlar.”
Bu resmi demeç, Sovyet orta Asya’sında Türkçülüğün hala yaşadığına dair ilk itiraftır. Halbuki umumiyetle bu ideoloji liderlerinin, 1937-1938 katliamında yok edildikleri sanılıyordu.
Türkçülüğe karşı yapılan bu hücumlara muvazi olarak, Orta Asya’da ve Sovyet Azerbaycanında kültüren İrancılığa karşı komünist taarruzu yapılmaktadır.
Mart 1949