Rahmi Turan’ın 15 Şubat 1995 tarihli Meydan gazetesinde yayınlanan Fetullah Gülen ile ilgili “Hocaefendi” başlıklı yazısı;
Adını yıllardır duyardık ama, yakın zamana kadar fotoğrafını bile görmemiştik.
Bir bilmece gibiydi bizim için…
Geniş çevreleri etkileyen Fetullah Gülen Hocaefendi, uzun süren sessizlik döneminden sonra tutum değiştirdi.
Önce Başbakan Çiller’le görüştü.
Sonra yüksek tirajlı bazı gazetelerin manşetlerine çıktı.
Günlerce röportajları yayınlandı.
Ve geçen hafta, kendisinin de kurucu üye olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın verdiği iftar yemeğine katıldı.
Haberi ve fotoğrafları gazetelerde yayınlandı.
İlginç bir yemekti bu.
İftara oruç tutanlar da katıldı, tutmayanlar da.
Çeşitli görüşlerdeki birçok insan, belki de hayatlarında ilk defa bir araya geldi.
Toplantıya Refah Partililerin fazla itibar etmemeleri ilginç bir olaydı. Refahlılar Fetullah Hoca’yı pe çekemiyorlar! Çekemiyorlar ne kelime, belki de hiç sevmiyorlar!
Benim en çok ilgimi çeken, Fetullah Gülen Hocaefendi’nin konuşmasıydı. Sözlerini dikkatle okudum. Aydın bir din adamı olarak bize sanki laikliği anlatıyordu.
Bakınız ne diyor Fetullah Hoca?
“Toplumumuz şu anda değişik kesimleriyle kaynaşma, uzlaşma ve her hususta mutabakata varmaya her zamankinden daha ziyade muhtaçtır.
Bunu yapabilirsek çok önemli bir meseleyi gerçekleştirmiş sayılacağız.
Aslında necip milletimiz ruhi yapısı itibariyle bu işe açıktır. Ama bunu medya yapacaktır. Televizyonlarıyla, radyolarıyla herkesi kendi konumunda kabul ederek, medya yapacaktır.
Kimse kimseye inancından dolayı ithamda bulunmayacak, yine kimse kimseye dininden ya da dinsizliğinden dolayı taanda bulunmayacak. Kimse kılığından, kıyafetinden, açıklığından saçıklığından, düşüncelerinden dolayı taana (yermeye, kötülemeye) maruz kalmayacaktır.
Türkiye çepeçevre düşmanların kuşatması altındadır. Böyle bir zamanda ve böyle bir durumda, değil içimizde bir kısım kimselerle geçinmemek, onlarla diyalog yollarını aramak mecburiyetindeyiz.
Vahşi insanlar (bağışlayın bu tabirden dolayı beni) vuruşa vuruşa, döğüşe döğüşe bir şey gerçekleştirirler.
Medeni ve aydın ruhlar düşüne düşüne, konuşa konuşa bu hedefi gerçekleştireceklerine inanırlar. Vahşet dönemini çok gerilerde bıraktığımız kanaatini taşıyorum.
Medeniyetle galebe ve hakikatleri kabul ettirme ikna ile olacaktır. Bunu da görsel ve yazılı medyanın yapacağına inanıyorum.”
Evet… Fetullah Gülen Hocaefendi söylüyor bunları…
Güzel, sıcak, çağdaş sözler bunlar.
Böyle hoşgörülü, aydın hocalar olursa, öfke, kin ve nefret değil, yumuşak bir sevgi yumağı toplumun her kesimini sarar ve biz de yıllardır özlediğimiz ulusal barışa kavuşuruz.
Rahmi Turan
15 Şubat 1995
Meydan Gazetesi Arşiv
vayyy