Finansbank’ın sahibi Hüsnü Özyeğin’in, halka açılma operasyonları nedeniyle önce Egebank’ın sahibi Hüseyin Bayraktar, ardından da İhlas Holding’in sahibi Enver Ören’le arası açıldı.
O haklıydı bu haksızdır demiyoruz, ancak borsanın tepetaklak olduğu şu dönemde yeni halka açılmalar pek gündeme gelmeyeceği için Özyeğin şu günlerde başka dostlardan olma konusunda bir anlamda güvencede sayılabilir diye düşünüyoruz Ekonomi kulislerine göre İhlas Holding’le Hüsnü Özyeğin arasındaki balayı, zaten borsanın düşmeye başladığı ilk günlerde bitmişti. İplerin kopma noktasına gelmesi ise önce 100 bin lira olarak açıklanıp sonra 50 bin liraya bile zor satılan İhlas hisselerinin satışından toplanan paranın “akıbetiyle” yakından ilgiliymiş. Dendiğine göre hisselerin satışından toplanan 400 milyar lira dolaylarındaki para Finansbank tarafından İhlas’a aktarılmak yerine İhlas Holding’in Finansbank’tan aldığı borçların bir bölümünün kapatılması için kullanılmış. Tabii İhlas’ın sahibi Enver Oren’in rızası olmadan…
Ayrıca Ihlas’ın Finansbank’tan kredi alırken teminat olarak verdiği müşteri çek ve senetleri de henüz Finansbank’ın kasasındaymış. Yani Ören, kapatılan kredilerle ilgili teminatlarını da geri alamamış. Yine bankacılık çevrelerine göre Enver Ören’le Özyeğin arasındaki bir diğer sorun da, lhlas’ın
halka açılmadan çok önce hisse başına 100 bin liralık satış fiyatı ilan edip para toplamasıyla ilgiliymiş. 0 günlerde 100 milyon liranın altında olmamak üzere para yatırıp Ihlas hisseleri için kuyruğa girenleri hatırlayacaksınız. Ocak başındaki bu operasyondan tasarruf sahibi tabii ki çok zarara uğradı. Ama İhlas Holding’in sahibi kendisinin de zarara uğradığı iddiasındaymış. Çünkü önceden yatırılan paraların satış gününe kadarki faizi, Özyeğin’le aralarındaki ikinci büyük problemmiş. Finansbank cephesi arada geçen süre için faiz işletmeyi düşünmez ya da cüzi bir faiz yürütürken İhlas, ocak başından bu yana para piyasalarında yaşanan yüksek faiz ve yüzde 40’ları bulan devalüasyonu hatırlatarak o süre içinde Finansbank’ın kullandığı bu paranın piyasada geçerli oranlarda faizini istiyormuş. Galiba Özyeğin ve Enver Ören arasında ilk çatışma bu faiz meselesinden çıkmış ve sonra Finansbank’ın kredi kapatma yoluna gitmesiyle de iki dost arasındaki ipler kopma noktasına gelmiş. Finansbank ile İhlas’ın kredi ilişkilerinin aslan payını, Güney Kore’den ithal edilen KİA marka otomobil ve diğer araçların finansmanı oluşturuyor. KİA’ları, çekilişli otomobil kampanyaları düzenleyerek satan İhlas Holding’in kampanyaya katılan müşterilerden aldığı çek ve senetleri teminat olarak verip bankalardan kredi aldığı belirtiliyor. İhlas’ın Finansbank’tan aldığı kredi miktarınm 800 milyar lira dolaylarında olduğu tahmin edilirken, Finansbank’ın bu alacağının bir bölümünü İhlas’ın hisse satışından gelen paralarla kapattığı öne sürülüyor. Aslında son 1,5 aydır pek çok banka, tıpkı bu örnekte olduğu gibi ya da tam tersine ihracat yapan firmanın gelen dövizini, firmaya haber bile vermeden kredi kapatmak ya da risk miktarını azaltmak üzere kullanıyor. Dolayısıyla Finansbank, son ekonomik bunalıma karşı kendilerini korumak üzere önlem alan bazı bankalardan pek de farklı davranmış değil.
Mart 1994