Tesadüf perisi dün yine beni şaşırttı. Aksaray’da Kafka isimli bir markete rastladım.
Kafka’nın üstündeki bez afişte de “Kafka Market’te et ve şarküteri satışına başlandığı” yazıyordu. Randevuma gecikmek pahasına hemen otobüsten indim. Heyecan ve şaşkınlıkla Kafka Market’e girdim.
Kapının hemen yanında oturan kasiyer kızlar beni soluk soluğa görünce telaşlandılar. Onlara “Hemen Kafka Market’in sahibiyle görüşmek istediğimi” söyledim. “Hemen şimdi.” Kasiyer kızların telaşı daha da arttı. Yarattığım panik diğer market görevlilerini ve alışveriş eden birkaç müşterinin de dikkatini çekti. Herkes bana doğru yöneldi. “ne oldu beyefendi, nedir bu telaşınız?” diyerek yanıma geldiler. “Derhal” dedim, “derhal buranın sahibiyle görüşmek istiyorum.”
O sırada kravatlı, bıyıklı, esmer bir adam depodan koşarak çıkageldi. “Buyurun beyefendi, ben Kafka Market’in sorumlu müdürüyüm, size bir yardımım dokunabilir mi acaba?” diye sordu. “Beyefendi kusura bakmayın” dedim.
“Otobüsten gördüm. Marketinizin adı beni çok etkiledi. Kafka benim en sevdiğim romancıdır. Aslında ona romancı da denmemeli. Çağdaş bir mesihtir o bana göre. Milan Kundera da onun geleceği gören şair romancı olduğunu söyler. Bilirsiniz ‘Roman Sanatı’ adlı kitabında.”
Sorumlu müdür şaşkınlık içindeydi: “Ne romancısı, ne Milan Kundera’sı beyefendi. Bir yanlışlık var galiba” dedi kibar, ama gergin bir ses tonuyla.
“Nasıl yanlışlık olur?” dedim. “Dünyada kaç tane Kafka var ki. İşte siz de o büyük insanın adını marketinize koymuşsunuz, bundan daha ilginç, çarpıcı ne olabilir?” artık sorumlu müdür sinirlenmişti: “Beyefendi ben Kafka’yı tanımam, kendisini de hiç görmedim” dedi.
Ben hayal kırıklığının kıyılarında dolaşırken bu sırada içeri Kafka Market’in sahibi girdi. Kahvede okey oynuyormuş, kasiyer kızlardan biri koşarak gidip çağırmış. Herhalde “Markete tuhaf bir herif geldi. Kafka diye bir romancıyı sorup duruyor” demiştir. Marketin sahibi yüzündeki terleri silerken “Buyurun beyefendi, sorun nedir?” diye sordu. “Efendim” dedim. “Marketinize ünlü romancı Kafka’nın adını koymanız beni çok heyecanlandırdı ve çok sevindirdi de sizi tebrik etmek için geldim” dedim. Market sahibi zararsız bir deli oludğuma kanaat getirmiş olacak ki derin bir soluk aldı: “Yok kardeşim, ne romancı Kafka’sı diyorsun sen. Bu Kafka Kafkas Kartalı’nın kısaltılmışıdır. O kadar. Ben esasen o kartalı çok severim de. Gökyüzünde öyle bir süzülüşü vardır ki bir görseniz. Ah Kafkas Kartalı ah. Ya canım böyle işte:”
Marketten boynu bükük çıkarken şu son günlerde tesadüf perisinin bana pek olumlu sürprizler getirmediğini düşündüm. Ama olsun. Yine de ben onu şımartmaya devam edeceğim.
Mart 1991 – Güneş Gazetesi – Cezmi Ersöz