Çorlu CHP ilçe kongresinde Bülent Ecevit, Süleyman Demirel’in “Boraks konusunda İngiliz şirketi Genel Müdürüyle kapalı kapılar ardında yaptığı konuşmayı açıklamasını” istemiştir. Ecevit, konuşmasına siyasi konulara değinerek şöyle başlamıştır:
“Demokraside silahlı mücadelenin yeri yoktur. Fakat gene demokraside, düşünve ve anlatım özgürlüğünün de sınırı yoktur. Siyasal mücadelelerde silah ve kaba kuvvet kulanılmasını önleyecek her tedbirin yanında oluruz. Yeterki bu tedbirler eşitlikle uygulansın. Yeter ki başbakan gene kendi taraftarlarını silahlanmaya, zorbalığa teşvik etmesin.
Türkiye’nin bozuk düzenini değiştirmeden Ortak Pazar üyeliğine doğru yeni bir adım atarsak bir daha istesek de geri dönemeyecek kadar bağımsızlığımızı yitiririz. Yabancıların Türk boraks madenlerini nasıl sömürdükleri Senato Araştırma Komisyonunca da ortaya çıktıktan sonra Türk Başbakanı bu sömürünün baş sorumlusu olan İngiliz şirketinin Genel Müdürü ile kapalı kapılar ardında hem de Türkiye’nin bütün yeraltı kaynakları ile ilgili bir görüşmeyi nasıl kabul edebilir? Başbakan bu görüşmeyi bütün ayrıntılarıyla açıklamalıdır. Türk Başbakanının bir yabancı maden şirketi yöneticisiyle görüştükleri bu şirketin oyunları ortaya çıktıktan sonra Türk halkından gizli tutulamaz”
Ecevit’in Değirmenköy önünde köylüler tarafından yolu kesilmiş ve kendisine tezahürat yapılmış şiirler okunmuştur. Ecevit bir süre önce çalıştıkları araziyi işgal eden Değirmenköylülere hitap ederek “Türk köylüsü hangi mücadeleye girmişse bundan başarıyla çıkmıştır. Bu mücadeleden de başarıyla çıkacaktır. Ağalar beyler ne yaparlarsa yapsınlar. Su toprak işleyenin olacaktır”demiştir.
Ecevit Çorlu’ya yakın yerde bir traktöre bindirilmiş ve girişinde çiçek yağmuruna tutulmuştur. Bu arada bir de dana kurban edilmiştir.
Besim Üstünel de konuştu
Giresun İl Kongresinde konuşan Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Besim Üstünel görüşlerini şöyle açıklamıştır.
“Ülkemizde bankacılık ve kredi düzeni son derece bozuktur. Bankalarımızdan çoğu bilinen baskı gruplarının ve çıkarcı çevrelerin büyük ithalatçı veya ihracatçıların büyük aracı ve spekülatörlerin tefeci politika ağalarının aşırı etkisi altındadırlar.
Kredi piyasası kanalı ile Türk halkını sömürenlerden bir grup da yabancı iş çevreleridir. Bugünkü bozuk düzen devam ettikçe bankalarımız verimsiz ve adaletsiz kredi dağıtımında devam edeceklerdir. Demirel biraderlere verdikleri milyonlara yenilerini katacaklardır. Onlar gibi daha nicelerine siyasi baskılarla veya kişisel çıkarları açısından nice milyonlar dağıtacaklardır.
Süleyman Demirel’in Türk kamuoyunda kardeşlerinin kredi suistimali ile ilgili olarak içine düştüğü güç durumdan ve suçluluk kompleksinden kuturlmasının bir yolu açıkça hesap vermektir.”
Mayıs 1970