Paris’te Olympia salonunda 20 gün Enrico Macias ile sahneye çıkacak olan Ajda Pekkan üzgün…
Yıllarca beklediği bu uğurda İngilizce, Fransızca öğrendiği, yüzbinlerce lira harcadığı halde sevinemiyor.
“Geç oldu” diyor. “30 yaşıma birkaç ay sonra gireceğim. Bir ülkede her şeye yeniden başlayacağım. Üstelik rakiplerim 16-20 yaş arasında gençler olacak. Yıllardır Türkiye’deki yerimi kazanabilmek için verdiğim savaşı düşünüyorum ve kendimi hem yaşlı hem de yorgun buluyorum.
Teklifi aldıktan sonra gitmemeyi düşündüm. Fakat ömür boyu böyle bir fırsatı kaçırdığım için kendimi suçlayabilirim. Bu yüzden gideceğim.
Şu anda Türkiye’de bir numaralı şarkıcıyım. En yüksek ücreti alıyorum, herkes önümde saygılı davranıyor.
Ya Fransa’da ne olacak? Tipi, müziği, sahne tecrübesi, benden kat kat aşağıda olan kişiler birkaç yıl için de olsa önde olacaklar. Nasıl dayanırım bilmiyorum. Şu anda tek düşüncem Olympia’da 20 gün şarkı söyleyip geri dönmek. Ama hak ettiğim başarıyı kazanarak, alkışı alarak.
Ah bu şans karşıma 5-10 yıl önce çıksaydı. Şu anda Fransa’nın en gözde şarkıcılarından biri olacağıma inanıyorum.
Gencecik hippi kızlarla rekabete girişmek gücüme gidiyor. Bütün bunlara rağmen adımı dünyaya duyurmaya azmettim” diyor.
Ajda Pekkan Olympia’da başarılı olmak için hergün, terzisine, diksiyon hocasına koşuyor. Tek kuşkusu Fransızca’yı Parisliler gibi konuşamamak.
Ama Fransız öğretmeni Ajda’dan çok memnun. “Kimse onun Türk olduğunu fark edemeyecek. Üstelik Fransızca’yı Paris’te ve Paris şivesi ile öğrendiği için taşralı şarkıcılardan daha iyi konuşuyor” diyor.
Bu eski gazete haberi 1976’da yayınlanmıştır.