Eski Başbakanlardan Nihat Erim Dragos’taki Deniz Kulübü’nün önünde otomobilinden indiği sırada 4 teröristin çapraz ateşine tutuldu.
Saldırıda koruma polisi olay yerinde öldü. Nihat Erim ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılırken yolda can verdi.
Erim’in eşi, olay sırasında otomobilden henüz inmediği için saldırıdan yara almadan kurtuldu.
Kaçan teröristlerin kullandığı 34 DT 998 plakalı Anadol otomobil Maltepe’de bulundu.
Olay yerine, “Faşist Sazak’tan sonra faşist Erim’i de işkenceleri ve devrimcilerin katlini protesto için cezalandırdık. Devrimci-Sol” yazılı bir bildiri bırakıldı.
Çevresinde Dostlarını Ararken Vuruldu
Dragos’taki Deniz Kulübü’nün önünde eşinin de otomobilden inmesini bekleyen Nihat Erim, çevresine bakarak dostlarını ararken, 4 terörist tarafından çapraz ateşe tutuldu. Olay sırasında Erim ağır yaralanırken az ötesinde koruma polisi Ali Kartal yaşama veda ediyordu. Nihat Erim çevrede bulunanlar tarafından hiç vakit geçirmeden kendi otomobiline konularak yakındaki Kartal SSK hastanesine götürülmek istendi. Ancak tüm çabalara karşın Erim göğsünden aldığı kurşun yaraları nedeniyle yolda öldü.
Fotoğraflar: Garbis Özatay – Turgay Gözdereliler
Nihat Erim’in Vasiyeti
ESKİ başbakanlardan Prof. Dr. Nihat Erim’ in öldürülmesi üzerine TV’de dün gece yayınlanan “Yaşayan ünlüler” programında Erim, kendisiyle bir süre önce yapılan görüşmede, “İki büyük parti, önemli meselelerde diyalog kurmalı ve bunu mutlaka yapmalıdır, yapmaları da şarttır. Yapmazlarsa, Türkiye bunalımlardan çıkamaz” demiştir.
Nihat Erim, cumhurbaşkanının en önemli görevinin, parti liderlerini nezdinde toplayarak onları asgari müştereklerde buluşturmak olduğunu söylemiş ve sözlerini şöyle sürdürmüştü:
“Cumhurbaşkanının asil görevi de zaten budur. Böyle bunalımlı dönemlerde parti liderleri arasmda diyalog kurulmasını sağlamaktır. Bu, yapılmalıdır”
Nihat Erim Suikastı – Arka Sayfa
ESKİ başbakanlardan Prof. Dr. Nihat Erim, dün sabah Dragos’ta 4 Dev—Sol militanı tarafından çapraz ateşe tutularak öldürülmüştür. Saldırıda Erim’in koruma polisi Ali Kartal da başından vurularak ölmüştür.
Sabah erken saatlerde Dragos Deniz Kulübü’ne gelen mayolu 4 genç, içeri girerek kapıya yakın bir yerde beklemeye başlamışlardır. Çok sakin ve kendilerinden emin davranan teröristler, çevrede bulunanların kuşkusunu çekmeden Deniz Kulübü’nü kontrolleri altına almışlardır. Bu arada sık sık otomobillerine giden militanlar, saat 10.30 sıralarında kulüp yakınına park ettikleri 34 DT 998 plakalı Anadol marka beyaz otomobilin bagajından 4 torba çıkararak arka koltuga yerleştirmişlerdir.
12 Mart dönemi başbakanlarından eski Kontenjan Senatörü Nihat Erim, sabah Dragos’taki yalısında kahvaltısını ettikten sonra eşi ve koruma polisiyle birlikte otomobiline binerek Orhantepe’deki Deniz Kulübü’ne hareket etmiştir. Erim’in otomobili saat 11.45’te kulübün bulunduğu Söğütlü Cadde’ye girmiştir. Bu sırada erken saatlerden beri Deniz Kulüp’te bekleyen 4 terörist kapıya doğru koşarak otomobillerine gidip arka koltuktaki torbaları almışlardır. Erim ve koruma polisi Ali Kartal, çevrelerindeki pusudan habersiz olarak 34 KH 550 plakalı Renault’larından inmiş, Kamile Erim’in de yanlarına gelmesini beklemişlerdir. Bu arada 4 militan, Erim ve koruma polisinin çevresini sarmış, bir anda ellerindeki torbalardan çıkardıkları otomatik silahlarıyla Nihat Erim ve koruma polisi Ali Kartal’ı çapraz ateşe tutmuşlardır. Saldırı sonunda altı yıldır Nihat Erim’in korumasında görev yapan 1. Şube Korumalar Grup Amirliği polislerinden Ali Kartal başından aldığı kurşun yaralarıyla olay yerinde yaşamım yitirmiştir.
Nihat Erim de kalbinden, göğsünün ortasından ve kollarından aldığı kurşun yaraları ile ağır yaralanmış, çevrede bulunanlar tarafından kendi otomobiliyle hastaneye götürülürken yolda ölmüştür.
Prof. Erim’in eşi Kamile Erim ise, çapraz ateş başladığı sırada henüz otomobilden inmediği için, büyük bir şans eseri olarak, saldırıdan yaralanmadan kurtulmuştur.
Olayın duyulması üzerine Kartal’a giden tüm yollar güvenlik güçlerince kesilerek çok sıkı aramalara başlanmıştır.
Boğaziçi Köprüsü de Beylerbeyi tarafından tutularak geçen otomobillerin içindekiler kontrol edilmişlerdir. Aramalar sırasında saldırganların eşgallerine benzeyen ve durumları kuşkulu 3 kişi gözaltına alınmıştır. Ancak soruşturma sonucu yakalananların Kartal’da bir kız kaçırma olayına karıştıkları ve bu nedenle polisten kaçtıkları belirlenmiştir.
Operasyonlar sürerken Göztepe kavşağında da “Dur” uyarısından kaçan bir otomobil yakalanmış, taşıttaki kişiler gözaltına alınmış ancak İstanbul Valisi Nevzat Ayaz, “Yakalanan bu kişiler hakkında kesin teşhis yapılamadığını, soruşturma ve operasyonların sürdüğünü” söylemiştir.
Ayaz, olayla ilgili olarak da “Son derece elim ve nefret uyandırıcı bir olay, katilleri yakalamaya çalışıyoruz” demiştir.
Bu arada Erim’e yapılan saldırıda kullanılan 34 DT 998 plakalı beyaz Anadol otomobil Kartal, Maltepe’deki subay gazinosu yakınında terkedilmiş olarak bulunmuştur. Taşıtın bırakıldığı yerdeki görgü tanıkları da “Anadol’dan inen mayolu 4 kişiden ikisinin üzerinde t- shirt bulunduğunu ve yaya olarak taşıttan uzaklaştıklarını söylemişlerdir.
Eski başbakanlardan Nihat Erim ile koruma polisi Kartal’ı öldüren teröristler, olay yerine, “Faşist Gün Sazak’tan sonra faşist Nihat Erim’i de işkenceleri, hükümeti ve devrimcilerin katlini protesto için cezalandırdı. Devrimci – Sol” yazılı bir bildiri bırakarak kaçmışlardır.
Nihat Erim Cinayeti: 4 Boş Kovan
Olaydan sonra çevrede yapılan aramalarda 9 mm çapında 4 adet mermi kovanı bulunmuştur. Polis yetkilileri, teröristlerin taksi plakalı beyaz renkli Anadol marka bir otomobille Cevizli yönüne kaçtığını söylemişlerdir.
Olayı TRT’nin 13.00 haberlerinden öğrenen Nihat Erim ve Ali Kartal’ın yakınları duyduklarının doğruluğunu öğrenmek için hastaneye koşmuşlardır. Acı gerçeği bir de hastane yetkililerinden öğrenen Erim ve Kartal’ın yakınları çaresizlik içinde ağlamış, bazıları “Tanrım, bize bu acıyı da mı gösterecektin” diyerek hastane koridorlarında kendilerini yerden yere atmışlardır.
Nihat Erim ve yakınlarının 12 Mart dönemiyle ilgili tepki ve öç girişimleri nedeniyle uzun süreden beri tehdit altında oldukları belirtilmiştir. Yakınları, bu yüzden Erim’in sıkı koruma altında yaşadığını söylemişlerdir. erim’in oğlu Işık Erim’in de tehditler nedeniyle diplomatlık mesleğini bırakarak Amerika’ya yerleştiği öğrenilmiştir.
Temmuz 1980