Fenerbahçe kendisine ters gelen rakibi Sarıyer karşısında dün üç puanı alırken, yine büyük “sıkıntılar” yaşadı. Fenerbahçe takımının genel yapısında, her maçı zora sokacak çok önemli “zaaflar” var.
Sarıyer Fenerbahçe maçı 1993
Öncelikle sahanın tamamını kullanma mecburiyeti gerektiren hücum ağırlıklı oyun düzeninde, savunma güvencesini oluşturamıyorlar. Bloklar arası kopukluk yüzünden defans-orta saha bütünleşmesi sağlanamıyor. Defans oyuncuları top rakipteyken, ilerdeki arkadaşlarından yardımcı destek göremeyerek yalnız kalıyorlar. Bir de buna her zamanki kişisel pozisyon alma yanlışları eklenince, kale önü yol geçen hanına dönüyor.
Fenerbahçe, dünkü maçta erken kazandığı golün moral avantajına rağmen, uzun süre hiçbir olumlu saha içi icraatında bulunamadı. Hücum pres yapamayışları tempo yükseltmelerini engelledi. Kanat bindirmeleri rakibin aldığı tedbirler karşısında yetersiz kaldı. Sarıyer’in kendilerini kaybettirip, boşluklara geriden hareketlenme özelliklerine sahip Erdi ve Mustafa Yücedağ gibi ikili forvetle oynaması, Fenerbahçe’ye ters geldi. Savunma kurgusunda bir türlü “derinlik” yaratamadılar. Son yarım saate kadar defans sıkıntılarının yanında ofansif bir zenginlikte sergileyemediler.
Kötü bir ortama yakalandıkları sırada Tanju-Gerson işbirliği ile gelen beraberlik golü takımda moral ve fizik olarak bir “diriliş” yarattı.
Tanju, dünkü iyi niyetli ve de akıllı çabaları ile Sarıyer defansının yerleşme planını bozan isimdi. Novak, Gerson ve Ümit te son bölümde hücum kulvarlarını etkili bir biçimde zorlamaya başlayınca Fenerbahçe galibiyete ulaştı.
Sarıyer Teknik Direktörü Güzelırmak, rakibinin eksik yönlerini iyi etüd ederek oyun planını hazırlamış. Orta sahayı kalabalık tutup, değişik oyuncularla boş alanlardan driplinglerle gol yollarına sarkmak, Sarıyer’in en önemli taktik stratejisi idi. Büyük pozisyon zenginliği bulmalarına rağmen, son hareketlerdeki beceriksizlik ve de savunmada yaptıkları basit hatalar arzuladıkları sonucu almalarına olanak vermedi.